8 Mayıs 2013 Çarşamba

Okul Öncesi Geleceğin Güvencesi Projesi

Okul Öncesi Geleceğin Güvencesi Projesi ;
Sosyal Destek Programı kapsamında hazırlanılan proje ile Erzurum’da, dar gelirli ailelerin çocuklarına özel anasınıflarında eğitim veriliyor.

Erzurum’da ‘Okul Öncesi Geleceğin Güvencesi’ projesi ile yaptırılan ana sınıflarında ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarına eğitim veridiği belirtiliyor.  Palandöken Kaymakamlığı’nın hazırladığı bu proje ile, Maksut Mahallesi’ndeki çocuklara modern şartlarda eğitim verilebilirken, eğitime kazandırılıp okul öncesi eğitimden yararlanmaları sağlanıyor.

Yaklaşık 76 bin lira civarında maliyeti olan 100 kişi kapasitesi bulunan 3 sınıfta, dar gelirli ailelerin çocukları modern bir şekilde eğitim alıyor. Mutfak, oyun alanları, yangın giriş çıkışı ve idari odalarının bulunduğu okullar, özel okulları aratmıyor.  Ayrıca ana okullarında öğrencilerin öğlen yemekleri de karşılanıyor.

Köşeler İçin Materyal Örnekleri

Köşeler İçin Materyal Örnekleri
Fen matematik köşesi dokunma panosu
Fen Matematik köşesi için Dokunma Panosu
KULLANILAN MALZEMELER
  • Alüminyum folyo
  • Pipetler
  • Yün ipler
  • Küp şeker
  • Oluklu karton
  • Tül parçası
  • Pullar
  • Mercimek
  • Düğmeler
  • Pamuk
  • Gazoz kapakları
  • Zımpara kağıdı
okul öncesi hava grafiği
HAVA GRAFİĞİ ÖRNEĞİ
Balonların üzerine balonun şeklinde kapaklar yapılıp o günün havası nasılsa o balon açılr ve bu şekilde kullanışlı hale getirilebilir.
okul öncesi eğitim kukla köşesi
El yapımı kukla köşesi
Mavi yalıtım köpüğü üzerine resim çizilerek yapılmış
Alt taraflar tahta, üst taraflar çıta ile alt tarafa sabitlenmiş.
yan taraflar kapanıp açılması için menteşeli.
Mevsim şeridi örneği
Mevsim panosu
Maşa raptiye ile ok tuturulup hangi mevsimde olduğumuzu gösteren bir hale getirilebilir.
anaokulu eğitici oyuncak
Sayılarla ilgili Eğitici oyuncak
Her rakamın altında hergangi bir şey yapılması isteniyor. Örneğin 1 şarkı söyle
hayvan taklidi yap, bilmece sor vb.
okul öncesi eğitim sayılar
Palyoça sayı topları
kitap okuma etkinliği
Hikaye etkinliği sırasında kullanılabilecek davranış panosu

Mükemmeliyetçi Aileler Mükemmel Aileler Değildir

Anne  babaların çocuk yetiştirme sürecindeki yaklaşımları; çocuğun kişilik gelişiminde etkin bir rol oynar.
Çocuk; yetişkin olmanın adımlarını atmak için çocukluk döneminde edindiği bilgi, deneyim ve becerilerini kullanır. Mükemmeliyetçi bir  davranış biçimi içinde çocuklarını büyüten aileler,  doğru bir yaklaşım biçimi sergilememektedir.

Bu tip anne babalar;  çocuklarından en doğru davranış biçimini beklemektedir. Çocuk  yaşamın her alanında en iyisini başarmalı ve en yüksek performansı göstermelidir. Bu durumun nedenleri  ve sonuçları  ayrıntılı olarak  yetişkin dili ile  anlatılır. Sonuç iyi olursa çocuk çok şey kazanacak ,anne baba daha mutlu olacak ve onu daha fazla sevecektir. Bu değerlendirme ve konuşma yapılırken çocuğun  sahip olduğu kapasite göz önünde bulundurulmaz.  Evde  bir çok  alanda kurallar ve sınırlar önceden belirlenmiştir ve çocuk buna uymak zorundadır.  Uyulmadığı takdirde keskin sınırlar   ve cezalar  ortaya çıkabilir.  Bu tip anne babalar daha çok titiz, temiz  ve düzenlidir.  Evlerinde birçok şeyin yeri belirlidir ve asla değiştirilmemelidir.  Mükemmeliyetçi kişilik özellikleri gösteren bu anne babalar kendi yaşamlarında ve işlerindeki performanslarında da  başarı odaklıdır. Bu mükemmelliği yakalayamadıklarında çabuk mutsuz olabilir öfkelenme tepkileri gösterebilirler. Bu  durum çocukları  ve eşleri ile ilişkilerine olumsuz bir şekilde  yansımaktadır.
Bu tip anne babaların çocukları  yaşamın her alanında  en iyi  olmak ister. Yenilmeyi  hatta ikinci olmayı bile asla kabul edemez.  Bunun için büyük çaba gösterir.  İstenilen hedefe ulaşmak için gereken her şey yapılmalıdır. Örneğin; derslerinin hepsinden sınıfın en yüksek puanına ulaşmak için okuldan gelince yemek yer ve hemen ders başına oturur.  Uzun sürelerle  çalışır . Sosyal yaşamdan , arkadaşlarından tamamen kendini soyutlar. Hedefe ulaştığında kendine güvenir, herkesin ilgi odağı olduğu ve onu sevdiği düşüncesine kapılır. Başarı onun için her şeydir. Ergenlik  ve yetişkinlik döneminde bu çabalar daha çok yoğunlaşır ve mutsuzluklar  artma gösterir. Karşı cins tarafından  tercih edilmemek, ilgi odağı olamamak büyük mutsuzluklar yaşamasına neden olur. Bu büyük mutsuzluklar intihar düşüncelerini beraberinde getirebilir. Aşağılık duyguları yaşayabilir.  Bu çocuklar;  başaramadıklarını gördüklerinde  her şeyi bırakma  davranışı da gösterebilir. Sınav dönemlerinde; kaygıları daha yüksektir. Başarılı olsa da hedefledikleri gibi başaramayacağı düşüncesi bu kaygı düzeyini daha da arttırmaktadır. Yetişkinlik döneminde de  mükemmel bir iş , mükemmel bir ilişki ,  eş, mükemmel bir çocuk hedefler. Bu sonuca ulaşmak için  uzun yıllar gösterilen yoğun çaba bireyi  zamanla yormakta  ve fizyolojik ya da psikolojik rahatsızlıklar için  zemin oluşturmaktadır.
Yaşamda  sağlıklı , mutlu ve başarılı çocuklar / yetişkinler yetiştirmek isteyen anne – babalar ; çocuklarına güven duyduğunu   ve onu  her koşulda sevdiğini  göstermelidir. Onun  farklı bir birey olduğunu, kapasitelerinin, ilgi ve becerilerinin  ona özgü  olduğunu  unutmamalıdır. Anne ve baba çocuk için doğru bir model olmayı becerebilmelidir. Çocuğun kendi  fikirleri aile içinde alınır ve karar çocuğa bırakılır. Kurallar aile içinde birlikte alınmalı ve  bu kurallara ailenin her üyesi uymalıdır.
Psikolog Eda Gökduman

okul öncesinde akıllı tahta yardımıyla dijital sanat uygulamaları

http://www.izlesene.com/video/okul-oncesinde-akilli-tahta-yardimiyla-dijital-sanat-uygulamalari/3105081

AYAZAĞA ÇOCUK YUVASI PAMUK PRENSES GÖSTERİSİ

5 Mayıs 2013 Pazar

OKUL ÖNCESİ YÖNETMELİĞİ

http://www.onceokuloncesi.com/2012-okul-oencesi-yoenetmeli-son-de-ikliklerle-t76328.html

GÜNLÜK PLAN

GÜNLÜK PLAN ÖRNEĞİ



GÜNLÜK PLAN

Yaş Grubu:5-6 YAŞ
AMAÇ – KAZANIMLAR
Psikomotor Alan
Amaç 1. Bedensel koordinasyon gerektirenbelirli hareketleri yapabilme
Kazanımlar
1.Sözel yönergelere uygun olarak ısınma hareketi yapar.
4.Sözel yönergelere uygun olarak yürür.
Amaç 2. El ve göz koordinasyonu gerektiren belirli hareketleri
yapabilme
Kazanımlar
1.Küçük nesneleri toplar.
13.Malzemeleri istenilen nitelikte keser.
14. Malzemeleri istenilen nitelikte yapıştırır.
Sosyal-Duygusal Alan
Amaç 3. Duygularını kontrol edebilme
Kazanımlar
1.Olumlu / olumsuz duygu ve düşüncelerini uygun şekilde ortaya koyar.
2.Yetişkin denetiminin olmadığı durumlarda da gerektiği gibi davranır.
3.Yeni ve alışılmamış durumlara uyum sağlar.
Amaç 4.Kendi kendini güdüleyebilme
Kazanımlar
1.Kendiliğinden bir işe başlar.
2.Başladığı işi bitirme çabası gösterir.
Amaç 6.Başkalarıyla ilişkilerini yönetebilme
Kazanımlar
1.Kendiliğinden iletişimi başlatır
2.Grup etkinliklerine kendiliğinden katılır
3.Grupta sorumluluk almaya istekli olur
4.Aldığı sorumluluğu yerine getirir
Bilişsel Alan
Amaç 3.Dikkatini toplayabilme
Kazanımlar
1.Dikkat edilmesi gereken nesneyi /durumu/olayı fark eder.
2.Dikkatini nesne/durum/olay üzerinde yoğunlaştırır.
Amaç 6. Varlıkları çeşitli özelliklerine göre gruplayabilme
Kazanımlar
1.Varlıkları renklerine göre gruplar.
Amaç 9. Nesneleri sayabilme
Kazanımlar
3.Söylenilen sayı kadar nesneyi gösterir.
4. Gösterilen belli sayıdaki nesneyi doğru olarak sayar.
Amaç 12. Mekanda konum ile ilgili yönergeleri uygulayabilme
Kazanımlar
1. Nesnenin mekandaki konumunu söyler.
2. Yönergeye uygun olarak mekanda konum alır.
Özbakım Becerileri
Amaç 3. Doğru beslenmenin önemini fark edebilme
Kazanımlar
4.Sağlığı olumsuz etkileyen yiyecekleri ve içecekleri yemekten, içmekten kaçınır.
5.Öğün zamanlarında ve süresinde yemeye özen gösterir.
Amaç 2. Giysilerini giyme ve çıkarabilme
Kazanımlar
2.Giysilerini yardımsız çıkarır.
3.Giysilerini yardımsız giyer.
4.Giysilerini doğru şekilde giyer.
5.Giysilerini katlar.
6.Giysilerini asar.
EĞİTİM DURUMU

DRAMA
SDA A3:K1,2,3
PMA A1:K1,4
BA A12:K:1,2
Kullanılan yöntem ve teknikler: soru sorma, problem çözme benzetişim, canlandırma
Kavramlar: dünya, uzay, yıldızlar, gezegenler,ay,güneş, gökyüzü, gece, gündüz
Öğretmen çocukları karşıladıktan sonra selamlar ve “Nasılsın?” sorusunu sorar. Sağlıklı olmak için spora ihtiyaç olduğunu söyleyerek müzik eşliğinde spor yapılır. Öğretmen yavaş yavaş ısınma hareketleri ile başlar. Arada hızlı hareketler yaparak çocukları şaşırtır. Çocukların arasından istekli birisini seçer ve arkadaşlarına önderlik yapması konusunda yönlendirir. Sınıfa jimnastik minderi getirir. Çocuklarla ısınma hareketleri yapılır. Minderin üzerinde takla atılır, öğretmen tehlike ve kazaları önlemek için çocukları yönlendirerek rehberlik eder.Çocuklarla birlikte hayali bir oyun oynanır. Oyunu öğretmen başlatır . “Çocuklar şimdi sizinle birlikte bir ormana gidiyoruz. Ormanda ağaçların arasından dikkatlice geçelim. Şimdi herkes sessiz olsun. Şiiiiş bir aslan geçiyor saklanın bizi görmesin. Tamam gitti. Hadi karşı ağaçta elma ağacı var onları toplayalım herkes zıplasın en üsttekini kim toplayacak. Aaaaa yağmur yağıyor şıp şıp kaçalım Şimdi de rüzgâr çıktı vuuuv vuuuuu siz de rüzgâr olun. Ağaçtan yaprak düştü siz de yaprak olun düşün bakalım.” diyerek sınıf içinde dolaşırlar yönergelere uygun hareket ederler. Öğretmen “Çocuklar sizlerle bugün keyifli bir çalışma yapacağız” der. Ardından çocuklara“Biz nerede yaşıyoruz?' diye sorar. Çocuklardan gelen cevaplara uygun olarak 'Sizce bizi üzerinde tutan daha büyük bir şeyler olabilir mi? Bu şey ne kadar büyük olabilir?Şekli neye benziyordur? Elmaya mı , armuta mı yoksa muza mı?' diye sorarak çocukların yaratıcı düşünmelerini sağlayarak gelen cevaplarla onları yönlendirir. Dünya, ay,yıldız, gezegen kavramlarının kullanımasını sağlamaya çalışır.Sonrasında ise ' Geceleri ve gündüzleri gökyüzüne bakıyor musun? Birbirinden farklı neler görüyorsunuz, yıldızlar neden gündüzleri yok, güneş olmadığında etrafımızda ne gibi değişiklikler oluyor, ayın rengi neden yıldızlara ve güneşe benzemiyor, acaa başka dünyalar da var mıdır, varsa eğer siz orda yaşamak ister miydiniz, orası nasıl ir yer olabilir ?' diyerek birbiri ile ilintili yaratıcı soruları sorar.
                Öğretmen aldıkları cevaplara uygun olarak önceden hazırlanmış uzay, gezegenler,yörüngeleri, güneş sistemi ile ilgili simülasyon demosunu izletir. Simülasyondaki nesneleridurdurarak ne olduklarını düşündükleri hakkında bilgi alır. Ardından çocukların her birine uygun rollerden olan içinde bulunan güneş sisteminin nasıl olduğunu izledikleri demodan da gördükleri şekilde canlandırırlar.
                Canlandırmanın ardından çocuklara 'Sizce hangisi daha çok dönmüştür? Siz uyguladığınız bu rolden mutlu muydunuz?Herkes olduğu gezegenleri hatırlıyor mu? Sen hangisinde yaşamak istersin şeklinde değerlendirme aşamasının yapılmasıyla diğer etkinliğe geçilir.

FEN VE MATEMATİK
BA A3:K1,2
İnceleme “Vücudumu İnceliyorum”  Sınıftaki boy aynası karşısında vücudumuzun bölümleri ve duyu organları incelenerek görevleri hakkında konuşulur. Daha sonra vücut maketi incelenir. Organların yerleri gösterilir. İşlevleri hakkında konuşulur. Çocuklarla vücudumuzun bazı bölümleri ve duyu organlarımız neden var?, görevleri nelerdir?bunlar olmasaydı ne olurdu?...gibi konular hakkında sohbet edilir.
TÜRKÇE
BA A3:K1,2
HİKAYE ÖNCESİ: Sohbet ve şiir öğretimi
Sağlığımız ile ilgili kavram haritası incelenerek çocuklarla sağlığımız, dengeli beslenme, temizlik… ile ilgili sohbet edilir. Çocuklarla sağlığımıza dikkat etmemiz ve hastalıklardan korunmamız için neler yapmamız gerektiği tartışılır. Daha sonra öğretmen çocuklara önceden hazırladığı besin kartlarını göstererek vitamin, protein, karbonhidratların önemini açıklar ve bunların karşılaştırmalarını yapar. Çocuklar, her insanın bir bedeni yani vücudu vardır. Vücudumuz sayesinde birçok işimizi rahatlıkla yapabiliriz. Ellerimizle topu tutarız, atarız; kalemi tutar, resim yaparız. Ellerimizle başka neler yapabiliriz? Ayaklarımızla yürürüz, koşarız, zıplarız. Haydi zıplayalım. Ayaklarımızla başka neler yapabiliriz? Ayaklarımız bacaklarımıza, ellerimiz kollarımıza bağlıdır. Peki bacaklarımız ve kollarımız nereye bağlıdır? Gövdemize değil mi? Gövdemizin içinde de organlarımız var. Bir de başımız var çocuklar, o da gövdemize bağlı. Başımızda neler var? Gözlerimiz, kulaklarımız, burnumuz ağzımız, saçlarımız vardır. Başımızın içinde de beynimiz bulunur.” denilerek çocukların bedenlerini incelemeleri sağlanır.

VÜCUDUMUZ
Üç bölümdür vücudumuz,
Baş, gövde kollar - bacaklar.
 Hepsini tutalım temiz
 İşleyip çalışacaklar.
HİKAYE:İlayda ve hayal perisi hikaye serisinden uykunun önemi hikayesi hikaye kartlarıyla anlatılır.
HİKAYE SONRASI:Hikaye çocuklarla birlikte dramatize edilir.Parmak oyunu öğretilir.
SAĞLIK
Tak tak tak… (Kapı vurulma hareketi yapılır.)
Kim o? Sen kimsin? (Soru sorma hareketi yapılır.)
Ben manav amca.
Ne getirdin bana?
Neler getirmedim ki, (İki el açılarak hareket ettirilir.)
Ispanak, kereviz, enginar
Havuç, kayısı, portakal
Aaa karpuzum da var.
Daha neler var neler.
Küpe için kirazlar (İki elle kulak memeleri tutulur.)
Ama ben hastayım (İki el üst üste konur, yanağa götürülür, baş o yöne eğilir.) İyi beslenirseniz,
Meyvenizi yerseniz,
Sebzeyi severseniz,
Hiç korkmayın çocuklar,
Hemen iyileşirsiniz
OYUN VE HAREKET
SDÖB A2:K2,3,4,5,6
ÖB A:2k1,2,3,4,5,6
ISINDIRICI OYUN: Eşini Bul Oyunu
Çocuklar, ikişer ikişer eşlendirilir. Herkes eşini tanıdıktan sonra, eşler bahçeye dağılırlar.
Ö
ğretmen ; -Ben işaret verdiğim zaman, kim eşini daha çabuk bulur ve karşıma sıra olursa, onlar oyunu kazanırlar, der. Öğretmenin işaretiyle istenilen yerde sıralanan çiftler, oyunda başarılı sayılırlar
OYUN:
Hızlı Giyinme Yarışı
Öğretmen her çocuğun kendisine ait olan eşyalarını alarak ( eldiven, şapka, atkı, çorap, patik ) oturmalarını ve ayakkabı – çoraplarını çıkarmalarını ister.
Oyuna başlamadan önce çocuklara giysilerini hangi sırayla giyecekleri hatırlatılır
Başla komutu verildiğinde en çabuk giyinen ilk üç kişi alkışla ödüllendirilir
DİNLENDİRİCİ OYUN: Çevir Salla OyunuÇocuklar yere otururlar. Öğretmen aşağıda gösterilen sözleri söyler, devinimleri yapar. Çocuklar da, aynı devinimleri, öğretmene öykünerek yaparlar. Başını çevir, çevir ( başlar soldan sağa, sağdan sola çevrilir )
Başını salla, salla ( Başlar sağa-sola, öne-arkaya sallanır )
SANAT
PMA A2:K1,13,14
SDA A4:K1,2
BA A6:K1
Yiyeceklerle Neler Yapabiliyorum?
Ceviz, fındık, fıstık, saçaklı minik otlar, oynayan gözler, tutkal çocuklara aşağıdaki sorular sorularak etkinliğe geçilir. - Masanın üzerine koyduğum malzemelerin isimlerini söyler misiniz? Bu yiyecekler nerelerde ve nasıl yetişir? Bu yiyeceklerle neler yapılabilir? siz ne yapmak istersiniz? vb. sorularla çocuklar etkinliğe yönlendirilir. Öğretmen birkaç ipucu da verebilir. Çocuklara sözsüz müzik açılarak serbest bırakılır. Çocukların neler yaptıkları hakkında konuşulur. Yapılan etkinlikler etkinlik köşemizde sergilenir

OKUMA YAZMAYA
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
BA A3:K1,2
BA A9:K3,4 ÖB A3:K4,5
Resim Tamamlama-Dikkat Çalışması
Bir çocuğun yüzünün bulunduğu çalışma sayfasında çocuklara bu çocuğun çok fazla çikolata yediği söylenir. Çocuklara bu çocuğun dişlerinin nasıl olacağı sorulur ve çocuklardan dişleri çizerek çürük dişleri boyayarak göstermeleri istenir.

AİLE KATILIMI : Velilere not yazılarak yeterli ve dengeli beslenmenin önemi vurgulanır.

26 Nisan 2013 Cuma

YARATICILIK, PARMAK BOYASI, SANAT ETKİNLİKLERİ

Çocukları özgür bırakabilmek, onlara seçim hakkı tanıyabilmek onların yaratıcılıklarının ortaya çıkmasındaki en temel taştır.


































ETKİNLİKLER

http://www.onceokuloncesi.com/

http://www.okuloncesi.net/

Otizm Nedir?

Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir gelişim bozukluğudur. Otizm genellikle yaşamın ilk 2 yılında ortaya çıkar. Otistik çocuklar genelde öğrenme zorluğu çekerler. Otistik çocukların büyük bir kısmında farklı seviyelerde zeka geriliği görülse de, zeka seviyeleri normal otistik çocuklar da vardır. Ancak genel zeka seviyeleri ne olursa olsun, Otistik çocuklar çevrelerindeki dünyayı algılamakta ortak bir zorluk çekerler
Bir annenin doğum sonrası çocuğunun (tüm özür grupları dahil olmak üzere) özürlü olma oranı %2dir; Otistik olması oranı ise %0.5′tir (eskiden bu oran 4/10.000 olarak değerlendirilirdi). Bir otistik çocuktan sonra, ikinci çocukta otizmin ortaya çıkması riski %3 dür. Otizm erkek çocuklarda kız çocuklarından 4 kat daha fazla görünmektedir Her çocuktaki otistik belirtiler ve bunların seviyesi farklılık gösterebilir, bu nedenle otizmin seviyelerini kategorize etmek güçtür. Ayrıca, Asperger Sendromu ve Rett Sendromu olarak bilinen otizm formları da bulunmaktadır.

Otizmin Belirtileri Nelerdir?

Otistiklerde, etkilenme dereceleri değişse de, aşağıdaki ortak belirtiler görülür;
  • Sosyal ilişkilerde güçlük Konuşma güçlüğü
  • Sessiz iletişimde zorlanma
  • Oyun oynama ve hayal gücünü kullanmada zorlanma
  • Değişikliklere karşı tepki ve direnç gösterme

Otizmin tipik özellikleri

Otistik Bir Çocuk,
  • Başkalarına karşı ilgisizdir.
  • Göz temasından kaçınır.
  • Başkaları ile kendiliğinden iletişim kurmaz.
  • İsteklerini bir yetişkinin ellerini kullanarak belirtir.
  • Diğer çocuklarla oynamaz.
  • Sürekli bir konu üzerinde konuşur. Sebepsiz şekilde ağlar, güler ve sebepsiz davranışlarda bulunur.
  • Anlamsız sözleri üst üste tekrarlar.
  • Nesneleri tutup sürekli döndürmekten hoşlanır. Değişikliklerden hoşlanmaz.
  • Yaratıcılık gerektiren oyunları oynayamaz.
  • Bazıları yaratıcılık gerektirmeyen bazı işleri oldukça hızlı ve iyi yapar.

ERKEN ÇOCUKLUK EĞİTİMİNDE UYGULANAN YENİ YAKLAŞIMLAR

OKUL ÖNCESİNDE UYGULANAN YENİ YAKLAŞIMLAR

HİGH SCOPE EĞİTİM SİSTEMİ1962 yılında ABD de David Weikard ve meslektaşları tarafından geliştirilen ve bugün dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde uygulanmakta olan bir eğitim programıdır. Çocukların çok yönlü gelişimine bir başka anlatımla anaokulu çağındaki çocukların sosyal, duygusal, zihinsel ve fiziksel gelişimine önem veren lisanslı bir programdır. ETKİN ÖĞRENMEHigh Scope programının temel sürecini oluşturur. Çocuğun yeni bir anlayışı; nesnelerle uğraşarak ve insanlarla, düşüncelerle, olaylarla etkileşime girerek, zihninde yapılandırdığı bir öğrenme şeklidir. Etkin öğrenmede çocuklar materyalleri kullanırlar. Çevrelerindeki dünyayla düşünerek etkileşime girerler. Etkin öğrenme hem zihinsel hem de fiziksel etkinliği içerir. Sınıfta etkinlik köşeleri açıkça belirlenmiştir, ilginç materyaller vardır. Düzenli bir günlük program izlenir. Etkinlikler çocukların ilgilerine, hareketlerine dayanır. Çocuklar pasif alıcılar değil kendi öğrenmelerinin aktif sorumlularıdır. Çocuklar oynayacakları materyalleri seçerler, materyallerle ne yapacaklarına karar verirler. Etkin öğrenme sürecinde çocuklar tüm duyularını kullanarak materyalleri tanırlar. Çocuklar bütün bedenleri ile öğrenirler. Çocuklar kendileri için anlamlı olan deneyimler ile ilgili konuşma özgürlüğüne sahiptirler. High Scope Eğitim Sisteminde Planla-Yap-Değerlendir SüreciÇocuklara önemli öğrenme deneyimleri kazanmaları ve problem çözmeleri için çok sayıda fırsat sağlayan, özgüvenlerini ve bağımsızlıklarını destekleyen, sorumluluk alma ve zaman denetimi yeteneklerini geliştiren sıralı bir faaliyet dizisidir. High Scope programında inanılan görüş şöyledir ; çocuklar kendi kişisel ilgilerini ve amaçlarını gerçekleştirdiklerinde en iyi şekilde öğrenirler. Gün boyunca çocukların materyaller ve etkinlikler arasında seçim yapmaları teşvik edilir. İLKELERBu programda inanılan, eğer yetişkinler destekleyici ve sevecen olurlarsa, çocuklarda başkalarıyla kurdukları ilişkilerde destekleyici ve sevecen olmayı öğrenirler. Yetişkinler çocukları belli hedeflere ulaşmaları konusunda zorladıkça, çocukların endişe düzeyi artmakta ve savunmacı bir tutum geliştirmektedirler. Bu noktaları yetişkinler olarak çocuklarla kurduğumuz ilişkilerde ne derecede uyguladığımız konusunda düşünmemiz yararlı olacaktır.Yetişkinler çocukların oyunlarına arkadaş olarak katılırlar. Çocukların oyunlarını yönetip denetlemezler. SINIF DÜZENİHigh Scope programında sınıf çeşitli etkinlik köşelerine bölünmüştür. Örneğin ; blok ve inşa köşesi, evcilik köşesi, kitap köşesi, kum ve su köşesi, sanat köşesi gibi. Köşelerde çocuklar farklı türde oyunlar oynayabilirler. Her köşede çocukların rahatça oynayabilmesi için yeterli alan bulunur. Sınıftaki raflar, materyaller ve araç gereçler çocukların ulaşabilecekleri yerlerdedir. Çocuklar bir köşeden bir başka köşeyi rahatlıkla görebilirler ve bir köşeden diğerine rahatlıkla hareket edebilirler. Sınıftaki materyaller etiketlenmiştir. Böylelikle bağımsızlık ve yeterlilik duyguları artar. Etkin bir öğrenme ortamı sağlayan sınıf düzeni, çocuklara sürekli seçimler yapma ve kararlar alma fırsatları verir.
Önceleri -doğuştan geldiğine inanılan- belli bir zekâ ile doğup yaşamını onunla sürdürme görüşü hakimken günümüzde, insan Zekâsının sınırları “neyin mümkün olabileceği” hakkındaki inançlarımızla ilgilidir. Hemen hemen her yaş ve yetenek düzeyindeki bireyin zihinsel fonksiyonları geliştirilebilmektedir. Aslında farkında olmaksızın kullandığımız Zekâmızın düzeyini, biliş ve algılama yeteneklerimizin nasıl harekete geçirileceğini keşfederek geliştirmeyi öğrenebiliriz.
Bir problemle karşılaşıldığında Zekâmız, değişik problem çözme yolları arar ve bu sırada bütünleşik bir uyum içerisinde çalışır, sonuç olarak da bizi doğal sonuca yada başka bir deyişle bizi problemin çözümüne ulaştırır. Dünyanın her yerinde insan, bu yolları nasıl kendi kendine bilmekte, öğrenmekte ve anlayabilmektedir? İşte bu soru, araştırmacıları insan Zekâsının doğasını, gizil yönlerini ve sınırlarını araştırmaya yöneltmiştir.
“Çoklu Zekâ Kuramı” Harvard Üniversitesi bilişsel araştırma projesi “Proje 0”ın müdürü Dr. Harward Gardner’ın çalıştığı bir araştırmanın sonucudur. Gardner, normal ve yetenekli çocukların bilişsel potansiyellerinin gelişimini ve beyindeki hasarlardan doğan Zekâ bozukluklarını incelemiştir. Araştırma Boston Üniversitesi Tıp Fakültesi ile Boston Emekliler İdaresi Tıp Merkezi’nde yapılmıştır.
Belirli bir kültürel birikimin sonucu olan problem çözme ve özgün bir ürün ortaya koyma yeteneği bir Zekâ gerektirir. Bir problemin çözülmesi, yaratılan bir hikayenin bitirilmesinden satrançta bir mat hamlesine veya bir söküğün onarılmasına; özgün ürünler ise bilimsel teorilerden müzik eserlerine, başarılı politik kampanyalara kadar değişiklik gösterir.(Gardner, H.&Walters, J.M. 1985).
Öte yandan yaşamlarında karşılaştıkları problemleri çözebilen ve kültürümüzde değer verilen ürünler ortaya koyabilen insanları “zeki” olarak nitelendiririz. Beyin/düşünce sistemi yaklaşımlarına göre ara verilen, değişik kapsamlı yollar bulma çalışmaları, Zekânın çoklu bir olgu olduğunun keşfi ve Zekâ hakkına önceden bilinenlerle birlikte çoklu Zekâ araştırmalarını başlattı. Gardner’ın araştırması -bizim gerçeği öğrenmemizi ve bilmemizi sağlayan- yedi tür Zekâ ortaya çıkarmıştır ve Gardner daha başka türlerin de olduğuna inanmaktadır.
Bu Zekâ türleri aşağıdaki şekilde sınıflanabilmektedir:
· Sözel/Dilsel Zekâ
· Mantıksal/Matematiksel Zekâ
· Görsel/Mekânsal(Uzamsal) Zekâ
· Bedensel/Devinduyusal Zekâ
· Müziksel/Ritmik Zekâ
· Kişilerarası (İletişimsel) Zekâ
· İçsel Zekâ
Sözel / Dilsel Zekâ
Sözel/dilsel Zekâ; şiir, mizah, hikaye anlatma, gramer, mecazlar, teşbihler, soyut ve simgesel düşünme, kavram oluşturma ve kelime yazma gibi karmaşık olasılıkları içeren dil üretim sorumluluğudur. İnsanın sözel/dilsel Zekâsı, konuşulan kelimenin, okunan şiirin, yazılan yada tartışılan fikir veya düşüncelerin farkındadır.
Bu Zekâ türünde gelişmiş insanlar okuma, yazma, konuşma ve tartışma gibi konularda başarılıdırlar ve şiir, mizah, hikaye anlatma, tartışma ve yaratıcı yazım konularında da isteklidirler.
Bu Zekâyı harekete geçirmek için:
· Hoşlandığınız bir hikayeyi okuyun ve hikayenin sonunu kendiniz getirin
· Birilerinin kendi fikirleri hakkındaki açıklamalarını dinleyin ve onlarla bir tartışmaya girin.
· Hergün, yeni ve ilginç bir kelimenin anlamını öğrenin ve onu kullanmaya çalışın.
· Sizi en çok ilgilendiren ve heyecanlandıran bir konuda, bir söylev yapın.
· Bir dergiye abone olun yada günlük olaylardan izlenimlerinizi bir günlüğe yazın.
Mantıksal / Matematiksel Zekâ
Mantıksal/matematiksel Zekâ, bize çoğu kez “bilimsel düşünme” yada tümdengelimci düşünmeyi çağrıştırır. Bunun yanısıra tümevarımcı düşünme sürecide aynı şekilde karışıktır. Tümevarımcı düşünme, objektif gözlemler yapma ve incelenen verilerden bir sonuç çıkarma, yargıya varma ve hipotez kurma yeteneğidir. Tümdengelimci düşünme, genel bir durumu, onun bütününe bakarak gözleme ve anlama yeteneğidir. Mantıksal/matematiksel Zekâ, problem çözme veya yeni bir şeyin doğruluğunun tartışıldığı durumlarda harekete geçer. Bu Zekâ, kavramları tanıma, sayılar ve geometrik şekiller gibi soyut sembollerle çalışma, bilginin belirgin parçaları arasında ilişkiler kurma ve/veya bu parçalar arasındaki farklı bağıntıları görme kapasiteleri gerektirir.
Bu Zekâ türünde gelişimiş olan insanlar, nesneleri tanımlamada, analiz etmede ve matematik/bilim gibi konularda problem çözmede başarılıdırlar ve benzer şeyleri eşleştirme, karışık resimlerden şekil çıkarma, matematik, bilim, bulmaca ve problem çözme gibi konulardan hoşlanırlar.
Bu Zekâyı harekete geçirmek için:
· Hobinizin 4 ana noktasını belirleyin ve bu ana noktaların herbiri altında 4 alt başlık ve bu alt başlıkların her birinin altında da 4 alt nokta daha oluşturun.
· İki nesneyi kıyaslama ve karşılaştırma yoluyla çözümsel düşünme egzersizleri yapın. Örneğin bir daktilo ve bilgisayarın kendine has 4 tipik özelliğini ve sonra da bu iki nesnenin ortak 4 tipik özelliğini bulun.
· Genelde saçma olduğu düşünülen bazı konularda, gerekçeleri ile ikna edici bir açıklama yapın. Örneğin futbolu basketbol topuyla oynamanın yararları.
· “Bilimsel yöntem” kullanımı gerektiren bir projede yer alın. Eğer bir aşçı değilseniz yemek yapmaya, tarifin en başından başlayın.
Sözel/dilsel Zekâ ve mantıksal/matematiksel Zekâ biçimleri, günümüzde tüm Zekâ testleri, standart başarı testleri ve batı eğitim sisteminde kullanılan kolej giriş sınavları için temeldir.
Görsel / Mekânsal (Uzamsal) Zekâ
Resim, grafik ve heykel gibi görsel sanatlar; denizcilik, harita yapımcılığı ve mimarlık gibi yüzey ve onun içinde bilginin kullanımını gerektiren durumlar; ve farklı derinlik ve açılardan objeler tasarlama yeteneği gerektiren satranç gibi oyunlar görsel/mekânsal Zekâ ile ilgilidir. Bu Zekânın temelindeki anahtar duyu, görme duyusu ve buna bağlı olarak şekiller tasarlama ve zihinde resimler yaratma yeteneğidir. Uçabildiğimizi iddia ettiğimiz, sihirli yaşantılar geçirdiğimiz ve belki de harika bir macera hikayesinde başkahraman olduğumuz çocukluk düşlerimizde, tamamıyle bu Zekâ kullanılır.
Bu Zekâ türünde çok gelişmiş olan insanlar, zihinlerinde resimler yaratır ve bunları çizerler. Bununla birlikte yaratıcıkları, renkleri kullanma ve harita okuma yetenekleri ile iyi bir hayal güçleri vardır. Çizim, resim, heykel yapımı ve zihinlerinde nesneler tasarlamayı severler.
Bu Zekâyı harekete geçirmek için:
· Fikir veya düşüncelerinizi ifade etmek için “estetik araçlar”la (boya, kil, renkli ve keçeli kalemler gibi) çalışın. Örneğin 21. yüzyılın neye benzeyeceği hakkındaki düşüncelerinizi bu araçlarla anlatın.
· Bilerek düş kurun; örneğin hayaliniz, ideal bir tatil yeri ve olabildiğince oranın görsel detaylarıyla ilgili olmalıdır.
· Hayal gücünüzü artıracak çalışmalar yapın; kendinizi tarihin farklı bir döneminde hayal edin veya kahramanınızla hayali bir sohbet yapın.
· Fikir veya düşüncelerinizi başkalarına anlatmak için resim, mimari, grafikler veya bir poster yapımı gibi çeşitli “tasarım becerileri” ni kullanın.
Bedensel / Devinduyusal Zekâ
Bedensel/devinduyusal Zekâ, duygularını, vücudu kullanarak (dans ve vücut dili gibi), bir oyun oynayarak (spor yapma gibi) yada yeni bir ürün yaratarak (düşünerek bir icat yapma) ifade etme yeteneğidir. Eğitimin önemli bir bölümünde yaparak öğrenme, uzun zamandır kabul görmektedir. Vücutlarımız çok akıllıdırlar. Öte yandan onlar düşündüğümüz şeylerin yapılır yada yapılamaz olduğunu bilirler. Örneğin size bir parça kağıt verilir ve parmaklarınızı kullanmaksızın bunu daktiloya takmanız istenirse bunu yapabilirmisiniz? Büyük olasılıkla hayır. Fakat parmaklarınız bunun yapılamayacağını bilir.
Bu Zekâ türünde gelişmiş olan insanlar, spor yapmayı ve dans etmeyi severler. Bunu yanı sıra ellerini iyi kullanırlar, vücut kontrol ve koordinasyonunda başarılıdırlar. Aktörler, palyaçolar ve pandomim oyuncuları gibi insanlar, insan ruhunu derinden etkilemek için vücudun kavrama, anlama ve iletişim kurmadaki sonsuz olanaklarını en iyi şekilde kullanan insanlardır.
Bu Zekâyı öne çıkarmak için:
· Dramatik bir oyunda görev alın; bir fikir, düşünce veya duyguyla ilgili bir rol yapın. Güncel olayları yada modern buluşları inceleyerek mimiklerle anlatın (sessiz film oynamak gibi).
· Fiziksel etkinlik ve fazla devinim gerektiren, yarışma olmayan bir oyun oynayın; örneğin, düşündüklerini el-kol hareketleriyle ifade eden bir grup içindeki insanların isimlerini öğrenin.
· Halk dansı, koşma, yüzme ve yürüme gibi fiziksel etkinlik gerektiren aktivitelere katılın. Ruh halinizi değiştirmek yada karşılaştırmak için farklı yollardan yürümeyi deneyin.
· Vücudun bildikleri ve fonksiyonlarının nasıl olduğunun daha da farkına varmak için her gün yaptığınız ve fiziksel güç gerektiren kar küreme, çim biçme, tabak yıkama ve aracınızı parketme gibi işlerde dikkatlice kendinizi gözleyin.
Müziksel / Ritmik Zekâ
Bu Zekâ, ritmik ve tonal kavramları tanıma ve kullanma ile çevreden gelen seslere, insan seslerine ve müzik aletlerine karşı duyarlılık kapasitelerini içerir. Alfabede öğrendiklerimizin bir çoğu bu Zekâ ve “A-B-C Şarkısı” sayesindedir. Biraz düşünün; stresliyken müzik sizi nasıl sakinleştiriyor yada sıkılmışken nasıl gayrete getiriyor veya daktilo yazarken ve egzersiz yaparken düzenli bir ritme ulaşmanıza nasıl yardım ediyor. Müzik dini inançlarımızın ve ulusal bağların güçlenmesinde, büyük kayıpların ifadesinde yada şiddetli sevinç durumlarında da kullanılmaktadır.
Bu Zekâ türünde gelişmiş olan insanlar, bir müzik aleti çalmaktan, mırıldanmaktan, şarkı bestelemek ve bunu seslendirmekten hoşlanırlar.
Bu Zekâyı çalıştırmak için:
· Ruh halinizi düzeltecek farklı çeşit müzikler dinleyin; örneğin, stresli bir durumda veya öncesinde, -sınav gibi- korku yaratan durumlarda gevşemek için, enstrümantal müzik çalın.
· Duygularınızı anlatmak için -duşta bile!- şarkı söyleyin. Güncel bir melodi kullanın ve ailenizle ilgili basit bir şarkı besteleyin.
· Mırıldanarak, kafanızın içinde değişik titreşimler oluşturun; örneğin, her seferinde ünlü harflerden birini, değişik yükseklikte ve kalınlıkta kullanın.
· Doğadan farklı sesleri içeren kasetler çalın (deniz dalgaları, bir şelale, rüzgar fırtınası ve hayvan sesleri gibi). Kendinize doğanın örüntüsünden ve ritminden ne öğrenebileceğinizi sorun.
Kişilerarası (İletişimsel) Zekâ
Kişilerarası Zekâ bir grup içinde işbirlikli çalışma yeteneği gerektirir. Diğer insanlarla sözel ve sözsüz iletişim kurma yeteneği gibi. Bu Zekâ insanlar arasındaki ilgi farklarını ortaya koyar. Örneğin ruh halleri, huyları, yönelimleri ve amaçlarındaki zıtlıklar gibi. Bu Zekânın daha ileri bir şekli, kendini başkalarının yerine koyma ve onların niyet ve arzularını anlayabilmedir. Bir şekli de başkalarının duygu, korku, önsezi ve inançlarıyla özdeşleşebilmedir.
Bu Zekâ türünde çok gelişmiş olan insanlar, genellikle danışmanlar, öğretmenler, terapistler, politikacılar ve dini liderlerdir.
Bu Zekâyı çalıştırmak için:
· Başarıyla tamamlanması gereken bir proje için farklı görevdeki güvenilir insanlarla bir araya gelin.(takım aktivitesi yada komite çalışması gibi)
· Bir başkasını derinden ve olduğu gibi dinleme çalışması yapın. Konuşan birini dinlerken genellikle “aklı kurcalayan” düşüncelere engel olun ve sadece bir noktaya, onların ne dediğine dikkat edin.
· Bir kimsenin mimiklerinden -sözsüz ipuçlarından- onun duygularını ve ne düşündüğünü tahmin etmeye çalışın ve daha sonra tahmininizin doğruluğunu kontrol edin.
· Herhangi biriyle -konuşmadan- iletişim kurmak için farklı yollar bulun. Örneğin yüz ifadeleriyle, vücut şekilleriyle, jestlerle ve seslerle.
İçsel Zekâ
İçsel Zekâ, insanın duygularını, duygusal tepki derecesini, düşünme sürecini (bilişbilgisi) tanıma, kendini yansıtma ve öz benliğini anlama yetisi ve önsezisi gibi kendi iç görünüşünü bilmesidir. Başka bir deyişle içsel Zekâ, bizim kendi bilincimizin farkında olmamıza, kendi kendimizi tanımamıza olanak sağlar; bu, bizim kendimize dönme ve kendimizi izleme aşamasıdır. Bizim kendi kişiliğimiz ve kendimizi aşma yeteneğimiz, içsel Zekâmızın işleyen kısmıdır. Bununla birlikte, tecrübelerimizdeki birlik ve bütünlük, yüksek bilinç durumunu fark etme, geleceğin çekiciliğini yaşama ve rüyalardaki olasılıkları gerçekleştirir ve kapasitemizi artırır.
Bu Zekâ türünde gelişmiş olan insanlar, başkalarının duygu ve düşüncelerini anlama, yoğunlaşma, konsantre olma ve nesne ötesi düşünme konularında başarılıdırlar ve meditasyon yapmaktan hoşlanırlar.
Gardner’a göre bu Zekâ çok özeldir ve dil, müzik, sanat, dans, semboller ve kişilerarası iletişim gibi tüm diğer Zekâ türlerini kapsar.
Bu Zekâyı çalıştırmak için:
· Rutin bir aktivite sırasında pür dikkat göstermeye çalışın. Bu olup biten herşeyin farkında olmaktır. Örneğin düşünceler, duygular hareket değişiklikleri ve ruhsal durumlar.
· Şayet tarafsız olabiliyorsanız, dışarıdan bir gözlemci gibi duygu, düşünce ve ruh halinizi izlemeye çalışın. Belirsiz durumları, bilinen örneklere uydurmaya çalışın. Örneğin “kızgınlık durumu”, “şakacılık durumu”, “korku durumu”.
· Problem çözme stratejileri ve çözümsel düşünme süreci gibi durumlardaki çeşitli düşünme stratejilerinde tarafsız olun.
· “Ben kimim” sorusuna 25 kelimeyle yada kısa bir cevap yazın. Sizi tatmin edene kadar üzerinde çalışmaya devam edin. Bir hafta süreyle hergün yeniden gözden geçirin ve gerekli olduğunu düşündüğünüz düzeltmeleri yapın.

REGGİO EMİLİA YAKLAŞIMI
Reggio Emilia, 1970'lerden bu yana kreş, anaokulları ve üniversitelerin işbirliğiyle rafine edilmiş başarılı etkin öğrenme yöntemidir. Reggio Emilia motodu'nun en önemli özelliği; çocuğun istenilen yeteneklerini geliştirebileceği, özenle düzenlenmiş ortam sunmasıdır. Ortam; çocuğun farklı kişiler arasında ilişki kurması , hoş çevre yaratması, değişimler, etkinlikler ve alternatifler sunması, sosyo-etkin-bilişsel öğrenmenin gelişmesi için potansiyel sağlaması açısından çok önemlidir. Hatta Reggio Emilia kreş, anaokuluları'nda ortam (fiziksel ve sosyal ortam) öğrenmenin kendisidir. Ortam; çocuğun değişik deneyimler yaşayabilmesi amacıyla özenle düzenlenmektedir ve önceden planlanmış grup çalışmaları-atölyeleriyle (mevcut çocukların ilgi alanları doğrultusunda belirlenmiş) çocuğun çevreyle ilgili yeni etkileşimler kurması sağlanmaktadır.
Reggio Emilia yönteminde herkese uygulanan sabit program yoktur. Her çocuğa özel, çocuğun içindeki potansiyeli çıkarmaya yönelik program uygulanır.
Reggio Emilia anaokulu'nda öğretmen, bilgi verici değil, çocuğun yanında yardımcı araştırmacı/öğrenen konumundadır. Asıl görevi; öğrenmeyi kolaylaştıracak şekilde dinlemek, incelemek, soru sormak, grubu yönlendirmek, düşünmeyi dürtüklemek bazen özellikle olayları provoke etmektir.
Reggio Emilia yaklaşımında aileler eğitimin öğretim etkinliklerinde aktif rol oynarlar. Reggio Emilia anaokulu'nda ebeveynler içinde çeşitli konularda eğitim programları vardır.
Reggio Emilia Yaklaşımında Öğretmen 
Reggio Emilia yaklaşımının en önemli özelliği öğretmenlerin “öğrenen” şapkasıyla görülmesidir. Öğretmenler her sınıfta eşit haklara sahip bireyler olarak çalışır. Öğretmenler ve personelle kendi işi, çocukların çalışmaları hakkında sürekli tartışır ve yorum yapar. Bu karşılıklı alış- veriş, kalıcı, sürekli eğitimi ve teorik zenginleşmeyi sağlar. Öğretmenler kendilerini, çocuklarla çalışmalarının dökümanlarını hazırlayan birer araştırmacı olarak algılamaktadırlar. Öğretmenler gözlem yapar, konuşmaları kaydeder, çocukları kameraya kaydederler. Onlar bütün gözlemlerini tüm öğretmenler ve ailelerle paylaşırlar ve daha sonra öğrencilerin spontane etkinliklerini genişletebilmenin yolunu ararlar. Reggio Emilia öğretmenleri çocuklar, ebeveynler ve görevlilerle birlikte çalışarak çocukların daha önceden bildiklerini ortaya çıkarır. Çocukların ilgi ve yeteneklerine dayanan projeleri hazırlar ve çocukların bu proje konularıyla ilgili bilgi seviyelerini desteklerler.
Reggio Emilia Yaklaşımında Çevre
Reggio Emilia yaklaşımına göre iyi çevre çocuğun seçebileceği birçok alternatifin bulunduğu, ilişkiye geçmede onu motive edebilen önemli unsurdur. Reggio Emilia metodu'nda çevre eğitimsel etkinliklere tam katılımlı olan elemandır. Hatta ortam için “öğretmenin kendisi” deyimi kullanılmaktadır. Ancak ortamla kastedilen sadece fiziki çevre değil aynı zamanda sosyal çevredir. Bu nedenle Reggio Emilia anaokulu'nun merkezinde yetişkinler ve çocuklar arasındaki iletişimi kolaylaştırmak amacıyla bütün çocukların ve öğretmenlerin birlikte bulunabileceği büyük alan bulunur. Sınıflar ise bu açık alanın etrafına düzenlenmiştir. Çocuklar ve yetişkinler gün boyunca bu alanı kullanmak zorundadırlar. Reggio Emilia anaokulu'nda hiç kimse kendisini başkalarının gördüğü şekilde görme şansına sahip değildir düşüncesinden hareket edilerek duvarlara köşeli olarak yan yana getirilen aynalar yerleştirilir ve böylece çocuk kendisini başkalarının gözüyle görür. Ayrıca, çocuğa göre tasarlanmış içine girip güvenle oynayabilecekleri üçgen prizmalar, konveks ve konkav aynalar anaokuluların birçok yerinde kullanılmıştır. Reggio Emilia anaokullarındaduvarlar kreş anaokulu çağı çocuk resimleri ve farklı çalışmalarla doludur. Bu tür görsel sunumlar öğrencilerinin öğrenmelerinin pekişmesi ve öğretmenler, anne-babalar ve çocuklar arasındaki iletişimin şekillenmesinde önemlidir. Resim, tablo, heykel vb. etkinlikler, uygulanan projelerin fotoğrafları ve projeleri anlatan duvar panoları ve benzeri görsel materyaller anaokulu'nun her yerinde sunulur.